
Bitki Biyoteknolojisi: Genetik Mühendisliği ve Uygulamaları
Özet
Biyoteknolojik yöntemler ile ıslah edilmiş bitkilerin önemli bir diğer kullanım alanı çevre korumadır. Bitkilerin topraktan aldıkları besin maddeleri miktarının artırılıp azaltılması ile besin maddelerinin daha etkin biçimde kullanılması veya ağır metalleri bulundurarak bitki gelişimi için elverişli olmayan bölgelerin temizlenmesinde biyoteknolojik yöntemler ile değiştirilmiş bitkilerin kullanılması gelecekte daha da büyük bir önem kazanacaktır. Ancak, unutulmamalıdır ki “İkinci Yeşil Devrim” olarak nitelendirilen biyoteknolojik ilerlemelerin özellikle nüfus yoğunluğu fazla ve gelişmişlik düzeyi az olan ülkelerde yaygın kullanımı olmaksızın istenilen verim ve kalite artışım sağlamak olanaksızdır. Üstün özelliklere sahip biyolojik materyallerden beklenen fayda, yine uygun tarımsal sistemlerin kullanımı sayesinde ortaya çıkacaktan Biyoteknolojik yöntemlerin tarımsal üretime uygulanması bu kadar olumlu ve çeşitli iken, niçin bazı sancıları da beraberinde getirmektedir? Bu konu, Bitki Biyoteknolojisi II kitabının son bölümünde (Bölüm 27) ayrıntılı olarak tartışılmıştır.
Günümüzde bilimsel bilgi üretim ve dağıtımının etkinleşmesi toplumun bir çok kesiminin bu gelişmelerin tam olarak ne anlama geldiğini bilemez hale getirmiştir. Bu, bazı durumlarda biyoteknolojik yöntemlerle üretilen ürünlerin toplum tarafindan kabulünde kuşkuların doğmasına yol açmaktadır. Yine biyoteknolojik yöntemlerin kullanım haklarının çok uluslu şirketlerin eline geçiyor olması bu alanda tekelleşmeye yol açabileceği kaygısı ile bazı gruplan tedirgin etmektedir. Biyoteknolojik yöntemlerin toplumun yararına kullanımım en yüksek düzeye çıkartabilmek amacıyla bunların denetlenmesi gereği bir başka tartışma konusudur. Ancak bu denetimin bilimsel ilerlemeyi olumsuz olarak etkilememesine çalışmak da bir zorunluluktur. Benim kişisel görüşüm; biyoloji ve biyoteknolojik yöntemlerin uygulandığı her alanda, bitki ıslahından tutun da insan sağlığına kadar, başarılı örneklerin sayısı artıkça toplumun bu teknolojilere olan güveninin de artacağıdır.
Günümüzde patent altındaki bazı yöntemlerin patent haklarının sona ermesinden sonra yaygın olarak kullanıma geçeceği bir gerçektir. Ancak ortaya konim gelişmelerden toplumun bilgilendirilmesi son derece önemlidir. Bence Bitki Biyoteknolojisi II kitabının sağlayacağı bir başka yarar da, sadece bilimsel teknolojiden öğrenciyi bilgilendirmek değil, aynı zamanda toplumda bu teknolojinin getirebileceği faydaların bilincinde olan birey sayısını artırmaktır.
Bu kitabın her iki amaca da en iyi şekilde hizmet edeceğine inanıyorum.
Son olarak, bu alanda bir ilke imzasını atarak eksikliği duyulan bir gereksinimi karşılayan Bitki Biyoteknolojisi kitabının yazılmasındaki özverili çalışmalarından dolayı tüm Editör ve yazarları tebrik ediyorum. Bitki Biyoteknolojisi kitabının birinci ve ikinci cildinin gelecekte genişletilerek yeniden basılacağı umudumu şimdiden yinelemek istiyorum. Genç kuşakların biyoteknolojiye olan ilgilerini artırmaktan başka beklentileri olmayan Editör ve bölüm yazarlarının bu görevi yeniden severek üstleneceklerine eminim. Öğrenci ve okur kitlesinden gelecek olumlu tepkiler bu işin başarılmasında önemli rol oynayacaktır.